Ana içeriğe atla

MEHMET'İ SAKATLAYAN SERÇE PAARMAĞI - GÜRAY SÜNGÜ

 



Okumayın ansızın biten bu kitabı. Görmezden gelip bir ihtimal savuşturabildiğiniz dertlerinizi, dizlerinize yatırıp, saçlarını okşatacak bu kitabı okumayın. Mehmet'e bakmayın siz, keder güzel bir şey değildir. Keder herkese yakışmaz. Mehmet'te durduğu gibi durmaz bizde. Güray Bey güzel anlattı diye sakın dertlerinizi sevmeye kalkmayın. Siz beni dinleyin, okumayın bu kitabı! (05.2020)



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

BRAVE - Disney PİXAR (2012)

"Kaderimiz içimizde yaşıyor, onu görecek kadar cesur olmamız yeter…" Vizyona girdikten 6 yıl sonra nihayet Brave’i dün gece izledim. Brave, Pixar animasyonlarının o alışık olduğumuz orijinal hikayelerden biraz uzak. Bu durum, vizyona girdiği 2012 yılında Wall-e, Up gibi mükemmel yapıtlar görmüş olan izleyiciyi bir nebze hayal kırıklığına uğratmış olsa da, sonraki yıllarda Big Hero, Zootopia ve benim favorim Boss Baby ile sarsılan imajını yeniden toparladı. Aslında Brave hikâye bazında istenileni karşılayamamış olsa da– bu fikir daha önce çıtanın çok yükseklere çıkmış olmasından da kaynaklanıyor olabilir- teknik anlamda kusursuz. Karakterler, karakterlerin zamana göre değişimleri, mekanlar, sesler… tamamıyla özenle işlenmiş. Bu anlamda animasyon tam bir görsel şölen tadında… Brave’in hikayesi, Prenses Merida'nın kendi kaderini yazmaya karar vermesiyle başlıyor. Ancak Merida'nın bu kararı annesi Kraliçe Elinor

SİVASTOPOL - TOLSTOY ft. AHMET KAYA

Sivastopol önünde yıkık minare,  Düşman dedikleri gelmez imane  Erenler geliyor bize imdade  Aman da kaptan paşa emir ver bize  Sılada nişanlımız duacı size. 🎶🎵 İlk kez dinlediğimde kulağıma çok hoş gelmişti bu marş.. Ama asıl bağımlılığı Ahmet Kaya ’dan dinledikten sonra kazandım. O zamanlar “Sivastopol” hakkında hiçbir fikrim olmamasına rağmen araştırma ihtiyacı da hissetmemiştim çünkü daha çok merakımı cezbeden bir şey vardı ki, o da; Ahmet Kaya’nın bir Mehter Marşını seslendiriyor oluşuydu… O zamanlar daha sonra üzerinde düşünmek üzere aklımın odalarından birine kaldırmışım bu şaşkınlığı. Ta ki .. O güne kadar…. Bir kitapçıda dolaşırken Dünya Klasikleri reyonunda Sivastopol ismini görünce aniden odaklandım kitaba. Sonrası da Ahmet Kaya, Sivastopol, Tolstoy ve Mehter Marşı arasında şemalar oluşturmaya çalışan karışık bir kafa.. Kitabı okuyunca çıktı tabi işin aslı ortaya. Meğer bu Sivastopol şimdik

AŞÇIBAŞI - MAHMUD NEDİM BİN TOSUN

  Bir Osmanlı subayının yemek yapmayı bilmeyen bekar askerlerin perişanlıklarına dayanamayıp yazdığı yemek tarifi kitabı.. Ancak Mahmut Beyin bu işi sadece hayır için yapmadığı yemek konusu ile bir hobi gibi meşgul olduğu, hem yapmayı hem yemeyi sevdiği aşikar. Dili o dönem için yazılmış yemek kitaplarına göre hafifmiş ama sonuna bir sözlük eklenmiş yine de. İçinde bir kaç yapmaya değer farklı tarif bulunmakla birlikte, Türk mutfağının yıllar içerisinde üst düzey bir değişim göstermediği de kitabı okuyunca anlaşılıyor (sadece yumurta tüketimimizde bi azalma olmuş) Ben daha çok Latif Osmanlı Türkçesi için okudum kitabı bir kuzu tandır ancak bu kadar şairine anlatılır yani. Ve Mahmut Nedim Beyin ehli keyf olduğu da yemeklerin lezzetini tarif ederken yaptığı benzetmelerden anlaşılıyor.   Kitap Salyangoz pilakiden baklavaya kadar geniş bir tarif yelpazesine de sahip. Yemek işleri ile haşır neşir iseniz elinizde bulunsun derim.