'' Şair elinden çıkma bir roman.'' arkasına düşülen bu notun hakkını veren cinsten bir kitap olmuş Herke Herkesle Dostmuş Gibi. Bir gün boyunca sabahtan akşama kadar Ankara sokaklarında geziyor, bir sürü insanla karşılaşıyorsunuz. Hayat akıp giderken bir şekilde bir başkasının hayatının bir köşesine ilişiveriyorsunuz, sonra o sizi bir başkasına götürüyor o da bir diğerine...Bu geçişler ilk sayfalarda okuyucuyu biraz zorlasa da işin matematiği çözüldükten sonra oldukça zevkli bir hal alıyor. Sabit bir hikayesi, özelleştirilmiş bir kahramanı yok kitabın. Bir şekilde hayatı birbirine değen insanların, sıradan insanların hayatlarını okuyorsunuz kitapta.
Yazarın ilk kitabı olmasına karşın kurgusu ve ustaca kurulmuş cümleleri ile akılda yer ediyor kitap. Bence kitabın en başarılı tarafı iyi bir gözlem sonucu ortaya çıkarılmış karakterleri. Yazar her kahramanını en fazla 1-2 sayfa süren bir hikayeyle anlatıyor fakat bu hikayeler öyle hikayeler ki ve yazar öyle sözcükler kullanarak somutlaştırmış ki olayları yalnızca okuduğunuz 1-2 sayfanın sonunda kahramanlar neredeyse canlı kanlı beliriveriyor gözlerinizin önünde.
Bildiğim kadarıyla 'Herkes Herkesle Dostmuş Gibi' de birkaç sayfayla yer bulan Ender ve Çetin daha sonra yazara baş kahramanı oldukları 'Bizim Büyük Çaresizliğimiz' i de yazdırmışlar. Ve hatta bu kitap usta yönetmen Seyfi TEOMAN tarafından 2011 yılında beyaz perdeye de aktarılmış.Sevilen yazarın şimdiye kadar yedi kitabı yayınlanmış ve anladığım kadarıyla da okur sekizinci kitaba hasret.
..bu aklına gelince ve bununla birlikte geçmiş de aklına gelince ve çok süratli gelince, gözleri doldu. Çünkü bir şeyin düşünce olabilmesi için makul bir sürenin geçmesi lazım. Aniden akla geliveren ve düşünceye dönüşmek için kafi zamanı bulamayan şeyler, basınç değişikliğinin tesiriyle (bizim problemimizde basınç aniden düşüyor ve sıcaklık sabit) ne olur. sıvı hale geçer ve gözyaşı olarak akar bunu herkes bilsin. Bu böyledir. Gözlerini sil.
Yorumlar
Yorum Gönder